6 Ağustos 2011 Cumartesi

tırnaklarını keserken cinnet geçiren kırkayak

moda jargonla gayet kültürlüydü. camus'yü de bilirdi, sartre'ı da. varoluşçuluğun tüm kutsal kitaplarını usûlen hatmetmiş, post-modernizm çağını idrak ettiği gün "yaratılmadık kalmadı." demişti. yanisi her yenilgiye bir mazereti vardı. dışarıdan saygıdeğer, içeriden uçarı-kaçarı gözüktüğüne inanıyordu. üstlük olarak, bazen her şeyi yapabileceği gibi bir hisse kapılacak kadar lüks sahibiydi. yalnızı da kalabalığı da yaşamayı pek bi' iyi öğrenmişti. kendinden çaldığı hayatın kılıfı tam dikilmek üzereydi ki, dengesini kaybetti. kırk ayakta iki yüz tırnak. hem tek bir eli bile yoktu ki o taşı tepeye taşısın, sonra yine taşısın, sonra yine, sonra yine daha iyi taşısın. cinnet geçirip alafranga tuvalet kullanmaya başladı. sonrasında beyefendice devam etti. aferin.

0 yorum: