13 Eylül 2011 Salı

yatak anıları


Günaydın sevgili yatağım. Seninle geçirdiğim bir ömürden o kadar mutluyum ki, bir daha dünyaya gelsem yine seni seçerim. Ama şimdi senden ayrılmam lâzım, insanlar sabahları uyanmalı, işlerini halletmeli. Sakın üzülme gece yine seninim. Görüşürüz. Şimdi kahvaltı hazırlamalıyım. Ekmek yok. Dışarı çıkamam. Sipariş edeyim, yaşasın internet. Kahvaltıdan sonra kültür-fizik niyetine biraz porno izlerim. Sonra film izlerim. Sonra kitap okurum. Sonra yıkanırım. Sonra dışarı çıkı… sonra film izlerim. Sonra RPG oynarım. Sonra uyurum. Merhaba sevgili yatağım.

“Evi çöp doluymuş. Geçen bizim Sabiha kapı aralığından görmüş. Çöplük gibi kokuyormuş. Ben artık dayanamıyorum, muhtara şikâyet ettik, bir sonuç çıkmadı. Belediyeye gideceğim. Yetti, canıma tak etti.”

“Çocukları dışarı salamıyoruz. Ne yapacağı belli değil ki, in midir cin midir, tövbe tövbe. Hiç gündüzleri dışarı çıkmıyor. Geçen gece pencereden gördüm, bir yere gidiyordu, kim bilir nereye? Sapık sapık, kesin sapık.”

Günaydın sevgili yatağım. Ben de seni seviyorum. Görüşürüz. Bu ay para gecikti. Bir an önce yatırsalar bari, biz de burada yaşamaya çalışıyoruz sonuçta. Neyse, dünden biraz yemek kalmıştı, onla idare edeyim. Faturalar da gelmiş. Babamı arasam mı? Gerek yok, parası olunca gönderir zaten.  Bugün banyoyu temizleyeyim. Çöpleri dışarı çıkara… bulaşıkları yıkayayım. İnsanlar temiz olmalı. Sonra RPG oynarım. Biraz da porno. Sonra hooop, merhaba sevgili yatağım.

“Yani birader, hepimizin karısı-kızı var sonuçta. İnsan işkilleniyor. Herif at hırsızı gibi. Saç-sakal birbirine girmiş. Nedir, necidir, kimse bilmiyor. Dua ediyorum, keşke benim karşıma çıksa, çıksa da sıçsam ağzına. Böyle insan mı olur? Neyse, Hüseyin at şu taşı artık lan!”

“Vallahi ben bilmem. Ne bu bakkala uğrar, ne de alışveriş yapar. Habire şu motorlu kuryelerden geliyor evin önüne. Ben de bu mahallenin bir insanıyım sonuçta, arada evini gözetliyorum. Geçen gün perdeyi açtı, şeytan gibi bakıyor Allah sizi inandırsın. Kesin bir iş var bu herifte.”

Günaydın sevgili yatağım. Asma suratını. Görüşürüz. Acaba babam neden para yatırmadı. Beş gündür sadece su içiyorum. Dışarı çıksam da şe… Yeni filmler inmiştir. Altyazı da buldum muydu, değme keyfime.  Ama önce porno izleyeyim, insanlar spor yapmalı. HASSSSK! Neyse, perdenin köşesinden ışık sızıyormuş, çok korktum. Ya biriyle karşılaşsaydım? Gece dışarı mı çıksam?

“Yok ya, yüzünde meymenet yok. Bu tipler böyle işte, sanıyor ki bu mahallede piçlik yapacak, sonra da elini kolunu sallaya sallaya gidecek. Olmaz öyle iş. Ben her gün bu duvarın önünde takılırım, arada arkadaşlar gelir. Hâsıl-ı kelâm ben buradayken o orospu evlâdına nefes aldırmam. Erkekse bana bulaşsın.”

Günaydın sevgili yatağım. Demek açlıktan böyle ölünüyormuş, ama Hamsun ölmemiş. Bu kadar kötü bir duruma düşeceğimi hiç tahmin etmemiştim. Babamın telefonu da cevap vermiyor. Keşke ölmeseydim, gerçekten hiç ölmek istemezdim, ama n’apalım? Dışarı da çıkamam, dışarı hiç çıkamam. Kesin başıma bir iş gelir. İnsanlar çok acımasız, insanlar acımasız olmamalılar. Gözlerim kararıyor. Acaba biri gelip beni kurtaracak mı? Hayır, yok öyle biri. Elveda sevgili yatağım, seni yalnız bırakmak istemezdim. Çok özür dilerim.

“Ay, gece birden pat-küt; yüreğim ağzıma geldi. Ne yapıyorsa evinde pis herif? Ama yetti artık komşu. Polis çağırdım, “Bütün mahalleli rahatsız, geceleri uyuyamıyoruz.” dedim. Eli kulağında, şimdi gelirler.

(Norgunk Fanzin 6. Sayı)

0 yorum: